top of page

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
İş ve sosyal güvenlik hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen, çalışma hayatının kurallarını belirleyen ve tarafların haklarını güvence altına alan bir hukuk dalıdır. Çalışma ilişkilerinde ortaya çıkabilecek hukuki ihtilafların çözümü, 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gibi yasal düzenlemeler çerçevesinde ele alınmaktadır.
İş hukuku, iş sözleşmelerinin hazırlanması, işten çıkarmaların hukuka uygun yönetilmesi, kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanması, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle tazminat süreçlerinin yürütülmesi gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. İşçilerin hak kaybına uğramaması ve işverenlerin hukuki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirebilmesi için iş hukuku mevzuatına tam uyum sağlanması gerekmektedir.
İşten çıkarma süreci, işverenin fesih işlemlerini hukuka uygun şekilde yürütmesi ve işçinin haklarını koruması açısından son derece hassas bir konudur. İş Kanunu’na göre, işten çıkarılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi, işe iade hakkının olup olmadığının belirlenmesi ve iş akdinin feshine ilişkin yasal prosedürlerin takip edilmesi gerekmektedir. İşten çıkarma işlemlerinde hukuki eksikliklerin olması, işveren açısından ciddi mali ve hukuki sonuçlar doğurabileceği gibi, işçi açısından da hak kayıplarına yol açabilir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları, iş hukukunun önemli bir alanını oluşturur. İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak, çalışanların güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamak ve iş kazalarının önlenmesi için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. İş kazası veya meslek hastalığı meydana geldiğinde, işçinin tazminat hakkı doğar ve işverenin hukuki sorumluluğu gündeme gelir. İş kazalarında sigorta primlerinin düzenli ödenip ödenmediği, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınıp alınmadığı gibi hususlar mahkemeler tarafından detaylı şekilde incelenmektedir.
İşçi alacakları, fazla mesai ücretleri, yıllık izin ücretleri, asgari geçim indirimi (AGİ), ücret alacakları ve prim hakları gibi konular da iş hukuku kapsamında değerlendirilir. İşverenlerin bu yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesi gerekmekte olup, işçilerin de haklarını bilmeleri ve gerektiğinde hukuki yollarla talepte bulunmaları önemlidir.
Sosyal güvenlik hukuku, çalışanların sigorta primleri, emeklilik hakları, işsizlik ödeneği, sağlık sigortası ve malullük aylıkları gibi sosyal güvencelerden yararlanmasını sağlayan düzenlemeleri kapsar. İşçilerin SGK primlerinin eksiksiz yatırılması, iş sözleşmelerinde sosyal güvenlik haklarının belirtilmesi ve kıdem tazminatı gibi haklarının korunabilmesi için sosyal güvenlik mevzuatına tam uyum sağlanması gerekmektedir.
İş hukukunun bir diğer önemli alanı ise toplu iş sözleşmeleri ve sendikal haklardır. İşçi sendikaları ve işveren sendikaları arasındaki toplu iş sözleşmeleri, çalışma koşullarını belirleyen ve tarafların haklarını güvence altına alan düzenlemelerdir. İşçilerin sendikal haklarının korunması, işverenin toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun hareket etmesi ve grev veya lokavt süreçlerinin yasal çerçevede yönetilmesi iş hukuku bağlamında büyük önem taşır.
İş hukuku süreçlerinde mevzuata aykırı işlemler hem işçi hem de işveren açısından ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. Örneğin, işverenin işçiyi haksız şekilde işten çıkarması veya yasal haklarını ödememesi, işçinin işe iade davası açarak tazminat talep etmesine neden olabilir. Aynı şekilde, işçiler de haklarını bilerek ve hukuki süreçleri doğru yürüterek, işveren karşısında haklarını savunabilmelidir.
İş ve sosyal güvenlik hukukunun karmaşık yapısı nedeniyle tarafların hukuki süreçlerde dikkatli hareket etmesi gerekmektedir. İşten çıkarmalar, iş kazaları, tazminat hesaplamaları, fazla mesai ve sigorta primleri gibi konular hukuki bilgi ve teknik analiz gerektiren süreçlerdir. Hukuki işlemlerde yapılabilecek en küçük hata, hem işveren hem de işçi için ciddi maddi kayıplara ve hukuki sorunlara yol açabilir.
Bu nedenle, iş hukuku alanındaki süreçlerin hukuka uygun yürütülmesi, yasal prosedürlere eksiksiz uyulması ve doğabilecek risklerin en aza indirilmesi açısından hukuki destek alınması önemlidir. İşçi ve işverenlerin haklarını tam anlamıyla koruyabilmesi için hukuki sürecin dikkatle yürütülmesi, iş sözleşmelerinin eksiksiz hazırlanması ve yasal prosedürlerin doğru takip edilmesi gerekmektedir.
İş ve sosyal güvenlik hukuku süreçlerinde deneyimli hukukçular tarafından sağlanan hukuki danışmanlık, işçilerin haklarını eksiksiz kullanabilmesi ve işverenlerin hukuki yükümlülüklerini doğru şekilde yerine getirebilmesi açısından büyük bir avantaj sağlar. Özellikle iş akdi fesihleri, işçi alacak davaları, iş kazaları ve sendikal uyuşmazlıklar gibi konuların uzman hukukçular tarafından ele alınması, ilerleyen süreçlerde doğabilecek hukuki riskleri en aza indirir.
Çalışma hayatının düzenli ve hukuka uygun ilerleyebilmesi için, işçi ve işverenlerin iş hukuku mevzuatına tam uyum sağlamaları ve hukuki destek almaları büyük önem taşımaktadır. İş hukuku süreçlerinin doğru yönetilmesi, hem işçi haklarının korunması hem de işverenlerin olası hukuki yaptırımlardan kaçınması açısından kritik bir faktördür.

bottom of page